İngiliz mutantının etkisi ile günlük vaka sayıları hızla artmasına karşın ağır hasta yani yoğun bakıma geçişlerin geçmiş dalgalara göre az olması “salgın gücünü mü kaybediyor” sorusunu gündeme getirdi. Hem salgının kontrolü hem de bu sorunun yatının bulunması için Türkiye kritik iki haftaya giriyor.

İngiliz mutantının etkisi ile vaka sayıları günlük yüzde 5’lik artışla hızla tırmanmaya devam ediyor. Önümüzdeki günlerde 50 binleri geçmesi bekleniyor. Ancak bu artışa karşın yoğun bakıma başvurular daha önceki dalgalara kıyasla aynı oranda artmadı. İkinci dalga sırasında yani geçen kasım ve aralık aylarında ağır hasta sayısı (aktif hasta içindeki ağır olanların oranı) yüzde 4-5’leri bulurken şu anda binde 70 civarında.

Şu andaki yoğun bakım doluluğunun yarısına yakın bölümünü normal hastalar oluşturuyor. Pandemi döneminde hastanelerden uzak duran vatandaşların son haftalarda tekrar hastaneye gitmesi bu doluluğa neden oldu. 65 yaş üstü aşılandığı için entübe olan hasta sayıları da düşük kaldı.

Yoğun bakıma geçişlerin vaka sayısına paralel artış göstermemesi “virüs gücünü mü yitiriyor yoksa yeni bir Türkiye mutantı mı ortaya çıktı” sorularını beraberinde getirdi. Bu soruların cevabının ortaya çıkması için Türkiye’nin önünde iki kritik hafta bunuyor. İki hafta sonra da hasta sayısı, hastane ve yoğun bakım doluluk oranlarında yükselme olmaması halinde salgının gücünü yitirmeye başladığı sonucu ortaya çıkabilecek.

Önümüzdeki günlerde günlük vaka sayılarının 50 bini geçmesi ancak hem alınacak önlemler hem de ramazan ayında geçmişte olduğu gibi hayatın yavaşlaması nedeniyle plato çizmeye başlaması, daha sonra da inişe geçmesi bekleniyor. Bu süreçte aşıların da devreye girmesi ile düşüşü hızlandıracağı belirtiliyor.

Filyasyon çalışmaları virüsün ev içi bulaşla yayılmada tavan yaptığını ortaya koydu. Mutan virüsün de etkisi ile bir kişi 4 kişiye hastalığı bulaştırmaya başladı. Bu da virüsün Türkiye mutantı mı oluştu sorularını gündeme getirdi. Bu yöndeki araştırmalar da devam ediyor.

Son günlerde hastalığın klinik belirtilerinde de değişiklikler oldu. Hastaların büyük bölümü hapşırık ve burun akıntısı ile başvurmaya başladı.