Haberler Z

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Akdeniz’e, Suriye’deki enerji santralinden 15 bin ton petrol karıştı

Akdeniz’e, Suriye’deki enerji santralinden 15 bin ton petrol karıştı

Haberler Z Haberler Z -
0

İstanbul Suriye’de bir enerji santralinden yayılan petrol sızıntısı, Akdeniz ülkelerini tehdit ederken Hatay Samandağ sahilinde görülen petrol atıkları büyük tehlikenin kapımızda olduğunu gösterdi. Uzmanlar, Türkiye’nin güney sahillerinin tehlike altında olduğunu vurgularken önümüzdeki hafta içinde petrol atıklarının kıyılara ulaşabileceğine dikkat çekti.

Yaşanan durumun bir sızıntı olmadığını, denize dökülen 15 bin ton petrol dökümü olduğunu söyleyen Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Büyük bir kütle hareket ediyor. İlk başta Kıbrıs’a gideceğinden şüpheleniyordu çünkü akıntı sistemi Kıbrıs’a doğru yönlendirebiliyor. Ama Kıbrıs açıklarında bir girdap var, o girdaptan Kıbrıs’a değil de bizim tarafa doğru yöneldiğini anlıyoruz çünkü Samandağ’a ilk atıklar geldi” dedi.

Suriye’den denize dökülen bir şeyin Türkiye kıyılarına ulaşmasının on gün aldığını dile getiren Gündoğdu, şöyle devam etti:

“On günlük süreyi geride bıraktık ve ilk izlenimlerini gördük. Samandağ’ı vurdu. Yavaş yavaş Adana kıyılarına ve sonra Antalya’ya ulaşır. Bunu bir ay içerisinde görebiliriz. Bu arada normal şartlardan bahsediyoruz. Başka faktörler devreye girer, fırtına çıkar, o zaman işin rengi değişir.”

Doç. Dr. Gündoğdu, bu sorunun kaynağından önlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye, bütün yüzey temizleme gemilerini o bölgeye gönderip müsilajda yapıldığı gibi bunu toplanayabilir. En azından miktarı azaltılır. Bariyerlerle bu işin çözümü mümkün değil bariyerle tutarsınız yönünü belki kısmen değiştirirsiniz ama sonuçta bu deniz ortak deniz” dedi.

Kirliliğin sonuçlarının çok ciddi olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Deniz yaşamını tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız. Deniz ekosisteminde ciddi sorunlara yol açarak toplu balık ölümlerine neden olabilir, deniz dibine çökerek deniz dibinin üzerini kaplar ve oradaki canlılığı yok edebilir. Bu bölge deniz kaplumbağası ve carettaların yuvalama alanı. Onları olumsuz etkiler” dedi.

Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can ise, atıkların Hatay kıyılarında görülmeye başlandığını belirterek, “Kıbrıs kıyılarında bariyerlerle önleme çalışmaları devam ediyor. Şu anda bizim bölgemizde yok ama Mersin’e gelmesi de muhtemel. Akıntının yönü Mersin’e doğru olursa gelme ihtimali var. Burada önleme noktasında hazır bekleyen ekipman sistemleri var. Bakanlık ve sahil güvenlik bununla ilgili çalışmalar yapıyor” dedi.

 

Mersin’de hala turizm sezonunun devam ettiğini, balıkçılık sezonunun açılacağını anlatan Can sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgedeki etkilerine bakarsak, Hatay-Adana bölgeleri çok fazla turist alan yerler değil, turizm Mersin’den başlıyor. Mersin’de denizi kullanma oranları yüksek.

Böyle bir petrol türevi kirliliği buralarda görülürse Mersin’de çok can alıcı sorunlar çıkacak. Turist kaybına yol açacak. Görsel ve kokusal kirlilik olabilir. Yine balık sezonu açılıyor. Mersin önemli bir balıkçı kenti. Petrol türevli malzemeler Mersin’de görülürse ciddi anlamda yüzeyi kaplayan bir durum olursa balıkçılık faaliyetleri de sekteye uğrar. Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, 1 milyon dekardan fazla alan şu anda Akdeniz’de petrol türevli malzemelerle kaplanmış durumda. Petrol toplama ve acil müdahale gemileriyle teyakkuzdalar.”

Petrol sızıntısının Akdeniz’de yaşamı tehdit ettiğini belirten Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF Türkiye) Genel Müdürü Aslı Pasinli de Suriye’den yayılan petrol sızıntısının etkileyebileceği yerler arasında Doğu Akdeniz kıyılarımızın da yer aldığına dikkat çekerek, “Mersin, Adana ve Hatay kıyılarımız Akdeniz havzasında tehlike altındaki yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) en yoğun yuvalama alanları ve Ekime kadar yavru çıkışları devam ediyor.

İskenderun Körfezi balıkçılık açısından önemli ve petrol kirliliği bu bölgedeki balıkçılar için ciddi bir tehdit. Doğu Akdeniz kıyılarımızdaki kıyı ve deniz koruma alanlarımız için de petrol kirliliği ciddi bir tehdit” dedi.

Petrol kirliliğinin yayılmasının önüne geçilmesi için Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Barselona Sözleşmesi’ne (Akdeniz’in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgesinin Korunması Sözleşmesi) taraf ülkeler arasında teknik işbirliğinin harekete geçirilmesinin acil önem taşıdığına dikkat çeken Pasinli, “Bu tür kazaları önlemek için, Açık Deniz Protokolü, Kara Tabanlı Kaynaklar Protokolü, Önleme ve Acil Durum Protokolü dahil tüm sözleşme protokollerini onaylayıp etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için gerekli adımları atmalıyız” çağrısında bulundu. 

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), olayın, bölgedeki kıyı ekosistemleri üzerinde doğrudan ve uzun vadeli etkiler yaratabileceğine dikkat çekerken, Suriye kaynaklı sızıntı, Şubat ayında İsrail’de bir yük gemisinden kaynaklanan olayın ardından bölgede bu yıl meydana gelen ikinci büyük petrol sızıntısı. 800 km2’ye yayıldığı bildirilen petrol, Kıbrıs ve Türkiye kıyı şeridini de tehdit ediyor.

 WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), olayın, bölgedeki kıyı ekosistemleri üzerinde doğrudan ve uzun vadeli etkiler yaratabileceğine dikkat çekerken, Suriye kaynaklı sızıntı, Şubat ayında İsrail’de bir yük gemisinden kaynaklanan olayın ardından bölgede bu yıl meydana gelen ikinci büyük petrol sızıntısı. 800 km2’ye yayıldığı bildirilen petrol, Kıbrıs ve Türkiye kıyı şeridini de tehdit ediyor. 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir