Haberler Z

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Alternatif tıbba kraliyet ilgisi

Alternatif tıbba kraliyet ilgisi

Haberler Z Haberler Z -
0

İngiliz Kraliyet Ailesi üyelerinin, rahatsızlıkları için alternatif tıbbi tedavileri de uyguladıkları artık bilinen bir gerçek haline geldi. Yaklaşık üç kuşaktır homeopatiyi de (tedaviyi bitkisel ve mineral özlü özel ilaçlarla yapan alternatif tıp yöntemi) tercih eden İngiltere Kraliyet Ailesi’nin, bu konuya destek verdiği, hatta ilk homeopati hastanesinin 1806 yılında Londra’da açılmasına önayak olduğu bile söylenir.

Zira bu hastanenin, halen açık olduğu ve halka hizmet verdiği de belirtiliyor. Ancak dünyanın en popüler kraliyet ailesinin kullandığı tek alternatif tedavi yönteminin bu olmadığını da söylemekte yarar var. Kraliyet ailesinin üyeleri arasında, farklı alternatif tıp yöntemlerine başvuranların da bulunduğu belirtiliyor. Kraliyet üyeleri arasında hangi alternatif tıp yöntemleri tercih ediliyor, bunların faydasına dair bilimsel kanıtlar var mı, varsa neler, bir bakalım… 

İngiltere Veliaht Prensi Charles (72) da bir yoga hayranı. Prens, bu yıl katıldığı bir konferansta “Yoga, doğası gereği uygulayıcılara stresi yönetme, dayanıklılık oluşturma ve iyileşmeyi teşvik etme yollarını sağlayan erişilebilir bir uygulama” dedi. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde immünoloji alanında öğretim görevlisi olan Dr. Jenna Macciochi de yoganın stresi düzenlemedeki rolü nedeniyle sağlığa ve bağışıklığa yardımcı olduğunu ifade etti. İngiltere Veliaht Prensi Charles’ın eşi Düşes Camilla (74) sinüzitten dertli. Bu konuda rahatlamasına yardımcı olması için Hindistan’da ortaya  çıkan alternatif tıp yöntemi ‘ayurveda’ya başvurdu. 2012’de Bangalore kentinde Ayurveda uygulaması yapan bir spa olan Soukya’da kalan Camilla, tekrarlayan sinüzite karşı çözüm buldu.

Ayrıca 2019’da Prens Charles’ı da oraya götürdü. Ayurvedanın ilkelerinden biri, sağlığın “dosha” adı verilen üç element tarafından dengede tutulması. Öğretiye göre, bu elementlerden ikisi olan kapha (su) ile vata (hava) arasında bir dengesizlik olduğunda sinüzit oluşuyor. Bunları yeniden dengelemeyi hedefleyen ayurvedada sinüzite karşı burna tuzlu su çekmek ve buhar solumak gibi geleneksel yöntemler de bulunuyor. Ayrıca beslenmede zerdeçal gibi bitkisel takviyeler öneriliyor. İngiltere’de Spire Hartswood Hastanesi’nden Prof. Paul  Brentwood, “Sinüzit, burundaki iltihaptan kaynaklanır. Bu da enfeksiyona ve tıkanıklık hissine, baş ve yüz ağrısına yol açar. Babam Hintli, bu yüzden ayurvedayı bilsem de bunun işe yaradığına dair bilimsel kanıtımız yok. Ama ayurvedada kullanılan tedavilerin, sinüzit hastalarına yararını da inkar edecek durumda değilim” dedi.

İngiltere Prensi William’ın eşi, üç çocuk annesi Düşes Kate (39) doğum yaparken “hipnodoğum” yöntemini kullandı. Kate geçen yıl bir radyo programında “Hipnodoğumun gücünü gördüm. Öğrettikleri meditasyon ve derin nefes alma çok işe yaradı.  Doğum sırasında kontrolü ele alabildim” dedi. İngiltere’de Hipnodoğum Derneği, stresi, korkuyu ve ağrıyı azaltmayı hedefleyen bu teknikte, pozitif dilin, pozitif düşünmenin, derin gevşemenin, nefes alma tekniklerinin gücünün kullanıldığını söyledi. Tıbbi araştırma bulguları düzenlemek üzere kurulmuş bir İngiliz uluslararası yardım kuruluşu olan Cochrane’in 2016 tarihli incelemesinde, hipnodoğumu kullanan 2 bin 954 kadın üzerinde yapılan 9 deneme ele alındı. İncelemede hipnodoğuma başvuran hamilelerin, doğum sırasında daha az ağrı kesici (narkoz gibi) kullandıkları ortaya çıktı.

İngiltere Prensi Andrew ile Düşes Sarah Ferguson’ın kızı olan Prenses Beatrice (33) telefon uygulaması “Happy Not Perfect” ile meditasyon yaptığını ve favori uygulaması olduğunu söylüyor. Uygulama, insanların stresi veya moralsiz ruh halini yönetmelerine yardımcı olmak için rehberli meditasyon, hipnoterapi ve nefes egzersizleri sunuyor. İngiltere’nin başkenti Londra’da psikolog olan Dr. Meg Arroll “Meditasyon, stres yönetimi için kanıta dayalı bir tekniktir. Nefes çalışması ayrıca parasempatik sinir sistemini harekete geçirerek stresin azaltılmasına yardımcı olur ve insanların sakinleşmesini sağlar” dedi.

İngiltere Prensi Andrew’in 1996’da boşandığı ancak hâlâ birlikte yaşadığı Düşes Sarah Ferguson (61) kitabında, sert kasları gevşetmek için kas aktivasyon tedavisini denediğini yazdı. Bazı kişisel antrenörler ve fizyoterapistlerce öğretilen bu yöntem, beyinden gelen sinyaller belirli kaslara doğru şekilde ulaşmazsa, diğer kasların ekstra işi üstlenerek ağrı ve sertliğe yol açabileceği temeline dayanıyor. Bu yöntemde zayıf kasların dirence verdikleri tepki tespit edilip, sinyalleri tekrar açmak için kas gruplarını daraltan masaj teknikleri ve egzersizler kullanılıyor. Düşes “Hissettiğim fark garipti. Vücudumun her yerinde aktif olmayan kaslar uyandı” diyerek yöntemin faydasını savundu. Fizyoterapist Tim Allardyce ise kas aktivasyonu yöntemini ilk terapi olarak seçme konusunda dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Prens Harry (36), bir belgeselde insanların travmadan kurtulmasına yardımcı olan “göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme” (EMDR) seansı yaparken görüldü. Harry, belgeselde EMDR’nin, annesi Prenses Diana’nın 1997’deki ölümünün ardından yaşadığı duygu bozukluğu ve travmayla baş etmesinde yardımcı olduğunu söyledi. Prens, EMDR’nin “sabit diskini temizlediğini” vurgularken, sonrasında bir sakinlik ve güç hissettiğini de belirtti. EMDR, hastanın gözlerini bir yandan diğer yana hareket ettirirken travmatik olayı hatırlamasını içeriyor. İngiltere’nin Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) ise EMDR’nin nasıl işlediğinin hâlâ net olmadığını açıkladı.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir