Haberler Z

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ekonomi
  4. »
  5. Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde “Dijitalleşmenin Getireceği Yenilikler” konuşuldu

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde “Dijitalleşmenin Getireceği Yenilikler” konuşuldu

Haberler Z Haberler Z -
0

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde ilk gün öğle arasından sonra ilk konuşmayı, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs yaptı. Konuşmanın ardından Aytemiz sponsorluğunda gerçekleşen “Dijitalleşmenin Getireceği Yenilikler” oturumunda da dönüşümün kurumsal kültüre etkisi konuşuldu.

 

Yatırımcı ve Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Serdar moderatörlüğündeki panele Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cevdet Alemdar, BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın ve Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek katıldı. TIME Dergisi tarafından Dünyanın En Etkili Kişileri listesine birden çok defa giren tek akademisyen olan Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs ise Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için izlemesi gereken yolu aktardı.

 

Alemdar: “Dijital dönüşüm, hayatı yeniden yazabilmektir”

Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cevdet Alemdar, “Dijitalleşme okuryazarlık gibi bir şey ama dijital dönüşüm bambaşka bir şeydir. Okuryazarlığın ötesidir. Kültüre dokunan kısmı, hayatı yeniden yazabilmek. Fabrikanızı renk kodlu bobinlerle takip etmek yerine QR kod vb. ile takip etmek, işin dijitalleşmesidir. Ama siz fabrikanın dijital kopyası üzerinden dijital planlayıp üretime geçebiliyorsanız, dijital dönüşümü gerçekleştirmiş olursunuz. Dijital dönüşüm sürecini tüm paydaşlardan oluşan bir ekosistem olarak ele almak gerekiyor. Örneğin biz her 10 günde bir yıllık bütçeyi gözden geçirme gibi bir imkana sahibiz. Yapay zeka sayesinde tüm süreçleri kontrol altında tutabiliyoruz. Benzer bir uygulamamızı pazar öngörüleri için de kullanıyoruz” dedi.

 

Sığın: “Dijital dönüşüm kültürü bir öğrenme ve davranışa yansıma”

BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, “Kültür bir öğrenme ve davranışlarınıza yansımasıdır. BSH olarak amacımız insanlığın yaşam kalitesini artırmak. Bu da tabii ki kültürümüze yansıyor. Hizmetten ürün geliştirmeye altyapımızı bu amaç belirliyor. Şirketimizin bir yaşama şekli var ve tüm birimlerimize bu kültür yansır ve farklı şekilde adapte olur. Örneğin Türkiye’de 3 bin 300 teşhir noktası var. 40-50 yıllık geçmişi olan esnaf yaklaşımı var ve müşterilerimizin yüksek beklentileriyle örtüşmeli. Tüm şirketlerin tüketim beklentilerini yakından izlemek gerekiyor. Tüm paydaşlarımızı bu çağın yeni dilini konuşacak hale getirmeye çalışıyoruz. Yüzde 5.1 Ar-Ge yatırım oranımız var ve bu da müşterilerimizle üretim süreçlerine pek çok yenilik getiriyor. Bugün tüm altyapımızı bağlanabilir cihazlar üretimine hazırlıyoruz. Teknolojide gerçekleştirilen dönüşümle doğaya bırakılan ayak izlerimizi ciddi oranda düşürebiliyoruz ve bunu her kurum dikkate almalı. Yenilikler her yerde ve sadece şirketlerin kârlılığına değil, insanlığa ve doğaya da fayda sağlıyor” dedi.

 

Özdilek: “Şirketler değişime ayak uydurmazsa sonuçları ağır olur”

Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, “Değişmeyen tek şey değişim. Şirketler değişime ayak uydurmalı yoksa sonuçları çok ağır olur. Örneğin biz SAP sistemine geçişi, gece gündüz çalışarak 3 ayda gerçekleştirdik zira en tepeden en aşağıya şirket kendini adadı. Karşılıklı sorumluluk ve şirketin şeffaf yapısı gibi kurumsal kültür sayesinde bu süreç hızla tamamlandı. Dijital altyapımız sayesinde iş hacmimizi olağanüstü artırdık. Dijitalin rolü her ne kadar artsa da insanlar dış dünya ile bağlantı kurmaya devam etmeli. Dışarı çıkmak, yürüyüş yapmak ve e-ticaret yerine çarşıya çıkmak başka bir haz ve gereksinim. İnsan gelişimine bakıldığında en hızlı değişim son 200 yılda gerçekleşti. Gelişmeleri durdurmak mümkün olmasa da bunlar insanlığın fiziken çalışmasına ve sosyalleşmesine engel olmamalı” dedi.

 

 

DÜNYANIN YAŞAYAN EN ÖNEMLİ ÜÇ EKONOMİSTİNDEN BİRİ ZİRVE’DE KONUŞTU

 

Sachs: “Türkiye, sürdürülebilir kalkınmayı öncelikli ajandasına almalı”

Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs, küresel sorunları şöyle özetledi: “Pandemi sonrası sürdürülebilirlik önemliyken bugün pandemide dördüncü dalgadan bahsediliyor. Temel değişimin yürütücülerinden birinin dijital teknolojiler olduğunu görüyoruz. Yaşanan dönüşüm, toplumun her alanında etkinken farklı çözümler ortaya çıktı, tüm dünyayı değiştirdi ve yetkinlikleri de değiştirdi. Çevre ve doğaya bakıldığındaysa gezegenimiz için de önemli unsurlar var ve iklim değişikliği konferansında ilkeler ve özel kararlara imza attılar. Bir diğer konuysa, en zenginlerle geri kalanlar arasındaki varlık adaletsizliği. Dünyada 15 trilyonluk servete sahip zenginler var. Fakirlerse her geçen gün daha da geriye düşüyorlar ve küresel toplumda açık bir dengesizlik var.”

 

Dünyanın lider ekonomilerindeki değişimden bahseden Sachs, “Yakın bir geçmişe kadar dünya yönetimi ABD ve Avrupa tarafından gerçekleştiriliyordu ama her ne kadar ABD biraz daha dominant hale gelse de güçlenen Çin de artık göz ardı edilemez. Bu değişen dengeler de dikkate alındığında, daha küresel yaklaşımlar sergilenmeli ve daha sürdürülebilir gelecek için küresel olarak hareket edilmeli. Bunun için ise ulusal çapta politikalardan yola çıkılmalı. Hem ekonomi hem çevre hem de toplumsal açıdan değişime ayak uydurulmalı. Yeni ve daha kapsayıcı hükümet modelleri ve politikalarına ihtiyaç var.” dedi.

 

Sachs, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması konusunda şu açıklamada bulundu: “Sürdürülebilir kalkınma için Türkiye ne yapabilir? Örneğin Türkiye, 2053’e kadar emisyonu azaltma yönünde taahhütte bulundu ve yenilenebilir enerjide yeni stratejileri oluşturacak. Fakat bugün hala üretim ve enerji alanlarında büyük oranda fosil yakıtlar kullanıyor. 2030 ve 2050 için daha açık hedefler ve daha gerçekçi çalışmalar yapmalı. Devamında da eğitim planlamalarını yapmalı. 2021 dünya düzeninde çalışabilecek çocuklar için bir eğitim programı olmalı ve onları sosyal yaşamın da içerisine alabilmeli. Mevcutta çok kaliteli üniversitelere sahip olsa da bunları yeniden yapılandırıp, daha efektif kullanabilmeli. Ayrıca Türkiye atık yönetimi ve döngüsel ekonomi konularında da adım atmalı ve sürdürülebilirlik ajandasını ön plana alınmalı. Çünkü tüm dünyanın kabul ettiği gerçeklerden biri, Türkiye’nin tüm medeniyetlerin beşiği olması. Medeniyetlerin değişiminin de çıkış noktası olması için hiçbir engeli bulunmuyor.”

 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir