Haberler Z

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ekonomi
  4. »
  5. Sivil Toplum Kuruluşlarından Çin Bankalarına Mektup

Sivil Toplum Kuruluşlarından Çin Bankalarına Mektup

Haberler Z Haberler Z -
0

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Platformu (DAÇE), Adana Tabip Odası, Adana Ziraat Mühendisleri Odası, Greenpeace, 350.org, CAN Europe, HEAL, Ekosfer ve Yuva Derneği’nin de aralarında olduğu 20’den fazla kuruluş Adana’nın Yumurtalık İlçesi’ne yapılmak istenen Hunutlu kömürlü termik santraline desteğini çekmesi için Çin bankalarına bir mektup gönderdi.

  • Geçen hafta #AdanayaTemizHava kampanyasını başlatan kuruluşlar, Çin bankalarından kömür yerine temiz enerjiye finansman sağlamasını istedi ve kömür santralinin hukuksuzluğuna ve neden olacağı çevresel yıkıma dikkat çekti.

Mektubun imzacılarından Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) ile Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Centre for Research on Energy and Clean Air – CREA) tarafından gerçekleştirilen modelleme çalışmasına göre, Hunutlu Kömür Santrali faaliyette olduğu süre boyunca Adana’da yaklaşık 2 bin kişinin erken ölümüne sebep olacak. Bu hesaba Adana ve İskenderun Körfezi’ndeki üç termik santral daha eklendiğinde erken ölüm sayısı 7 bin 400’e çıkıyor.

Çin’deki üç bankaya (China Development Bank, ICBC and Bank of China) ve santralin en büyük ortağı Şanghay Elektrik’e gönderilen mektupta santralin insan sağlığına, biyoçeşitliliğe, tarıma ve iklime yapacağı olumsuz etkilere değinildi. Ayrıca, “Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında kilit bir proje” olarak tanımlanan santral projesinin Türkiye’deki mevzuata, uluslararası sözleşmelere ve Çin’in yeşil finans politikalarına aykırı olduğu vurgulandı.

Mektupta yer alan ifadelere göre, santralin inşa edildiği bölge halihazırda yoğun hava kirliliğiyle mücadele ediyor. ÇED Raporu için iki farklı noktada, hava kirliliğinin en az olduğu yaz aylarında yapılan ölçümlerin, sınır değerlerin üzerinde olduğu belirtiliyor. HEAL’in bulgularına göre 2 milyonun üzerinde nüfusa sahip Adana’da 2019’da gerçekleşen 30 yaş üstü her 5 ölümden 1’inin hava kirliliği nedeniyle meydana geldiği tahmin ediliyor. Ayrıca Yumurtalık ilçesindeki kanser vakalarının da 2009-2014 arasında beş yılda 11 kat artış gösterdiği vurgulanıyor.

Mektupta öne çıkan bir diğer husus ise, santralin bulunduğu Sugözü Kumsalı’nın, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Deniz Kaplumbağalarının Korunmasına İlişkin 2009-10 sayılı Genelge’ye göre, korunması gereken önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama alanı olması. Santralin inşaatı aynı zamanda IUCN tarafından nesli “tehlike altında” olduğu belirlenmiş yeşil deniz kaplumbağasının yuvalama alanına tehdit oluşturduğu için Bern Sözleşmesi’ni ihlal ediyor. Projenin ayrıca, hem Çin hem Türkiye’nin imzacı olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 8d, 8k ve 14c maddelerine de aykırı olduğu vurgulanıyor.

Santralin inşaatının durdurulması için imza kampanyası başlatan sivil toplum kuruluşları, Çin bankalarından bu projeye desteklerini geri çekmelerini, Türkiye’de sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji yatırımları için destek sağlamalarını talep ediyor.

Yapılan açıklamada kuruluşlar, yerel ve uluslararası düzeyde kömüre karşı tepkiler sebebiyle Kasım 2015’te Fransız elektrik şirketi Engie’nin Yumurtalık’ta başka bir kömür santralini iptal ettiğini belirtiyor ve İskenderun Körfezi’nde Hunutlu Termik Santral alanına 20 km mesafede bulunan başka bir kömürlü termik santral inşaatının ise proje bölgesinde endemik türlerin bulunması sebebiyle, Aralık 2019’da mahkeme tarafından iptal edildiğini hatırlatıyor.

Dr. Sadun Bölükbaşı, Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Platformu:

“İki ay önce Çin bankalarına gönderdiğimiz mektupta, bankaları santralin inşaatını yerel paydaşlarla birlikte ele almak üzere yüz yüze veya telefonda konuşmaya davet etmiştik. Ancak ne yazık ki bu süre zarfında kendilerinden hiçbir yanıt alamayınca, iletişim kanallarını açık tutabilmek ve kendileriyle görüşme talebimizi yinelemek amacıyla ikinci bir mektubu geçtiğimiz hafta kendilerine gönderdik.

Böyle büyük ölçekli bir yatırımın hem Çin’e hem de Türkiye’ye, en önemlisi ise bölgede yaşayan ve kömür santralinden en çok etkilenecek yerel topluma faydası olmalıdır; ancak çevre, iklim ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki zincirleme olumsuz etkileri nedeniyle ithal kömürle çalışacak bu termik santralin toplumumuza ve ülkemize bir faydası olmayacağını biliyoruz. Talebimiz hem Türkiye’deki hem Çin’deki paydaşların faydasına olacak şekilde, güneş ve rüzgâr gibi temiz sektörlere yapılacak yatırımların desteklenmesi ve Çin’in, belirlediği yeşil finansman politikaları doğrultusunda sürdürülebilir kalkınma temelli bir anlayışla hareket etmesidir.”

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir